20 Soruda Öğren Testlerimiz Yenilendi...
Tamamı Video Çözümlü
www.biyolojidefteri.com
Hayatın Dilini Öğrenmek İçin...
YKS Tam Hazırlık
Hayatın Dilini Öğrenmek İçin...
Biyoteknoloji ve Gen Mühendisliği
Hayatın Dilini Öğrenmek İçin...
Biyoloji Dersine Nasıl Çalısmalıyız?
Hayatın Dilini Öğrenmek İçin...
www.biyolojidefteri.com
Hayatın Dilini Öğrenmek İçin...

Bağ dokunun çoğunlukla kandan göç eden hareketli hücreleridir. Lenfositler, plazma hücreleri, makrofajlar, nötrofil lökositler, eosinofil lökositler, bazofil lökositler ve pigment hücreleri hareketli hücre tipleridir.

Lenfositler, bağ dokunun en küçük hareketli hücreleridir. Lenf ve kandan bağ dokusuna geçiş yaparlar. Normal durumlarda az sayıda bulunan bu hücrelerin yoğunluğu yangı durumlarında artış gösterir. Lenfositlerin T, B ve doğal katil hücreler ( NK ) olmak üzere üç temel tipi mevcuttur.

Kandan bağ dokuya geçen B lenfositlerin ileri derece farklılaşmasıyla plazma hücreleri oluşur. Bu hücreler ürettikleri antikorlar ile sıvısal bağışıklıkta önemli role sahiptirler. Plazma hücrelerinin ömürleri bir iki hafta olup vücuda aynı antijen tekrar girdiğinde ilgili plazma hücreleri lenfositler tarafından tekrar oluşturulur.

               

Kan dokudaki monositlerin dönüşümü ile oluşan makrofajlar bağ dokuda fagositik aktivitesi yüksek hücre tipleridir ve özel olarak histiyosit olarak adlandırılırlar.

bagdoku6

               

Makrofajlar, organizma için yabancı ya da zararlı tanecik, bakteri, pıhtı ve  hücreleri fagosite ederek hidrolize ederler. Monositler değişik vücut kısımlarında değişik şekillerde adlandırılabilirler. Örneğin Karaciğerdeki Kupfer hücreleri, sinir sistemindeki mikroglialar gibi.

Bağ dokunun hareketli hücre tiplerinden bir tanesi de nötrofil akyuvarlardır. Nötrofiller kılcalın endotelinden geçerek bağ dokuya ulaştığında hastalık etkenlerine doğru kemotaksi ile hareket edebilirler.

Parazitik enfeksiyonlarda ( Ascaris, Trişin gibi ) eosinofilik akyuvarların sayısında artış görülür. Bazofil lökositlerin görevleri mast hücreleri ile benzerlik gösterir.

Melanosit olarak adlandırılan pigment ( melanin sentezleyen ) hücreleri embriyonik gelişim sırasında ektodermden köken alır. Bu hücreler de fazlaca sitoplazmik uzantıya sahiptirler. Melanositlerin şekilleri aynı türün bireylerinde farklılık arz edebilir. Örneğin siyah saçlı insanlarda bu hücreler uzun iken kızıl saçlı insanlarda yuvarlaktır.

Pigment hücrelerinden sentezlenen maddeler salgı kesecikleri halinde hücrelerin sitoplazmik uzantıları sayesinde epidermis hücrelerine aktarılır. Bu maddeler epidermis hücrelerinin çekirdeklerinin etrafında birikerek DNA’yı UV ışınların zararlı etkilerine karşı korurlar. Vücudun bazı noktalarında melanin üretimi ve epidermis hücrelerine aktarımı diğer kısımlardan fazladır.

İnsanda melanin pigmentinin hiç sentezlenememesi durumuna albinizm, bu şekildeki bireylere ise albino denir.

bagdoku8

Bağ dokuda dokunun yapısal gereksinimine ve işlevine bağlı olarak değişik miktarlarda bulunabilen ve fibroblastlar tarafından sentezlenen 3 farklı lif mevcuttur. Protein yapılı olan bu lifler elastik, kollojen ve retiküler olmak üzere 3 çeşit olup hücrede sentezlenerek ekzositozla dış ortama salınır.

bagdoku7

               

Kollojen proteininden oluşan kollojen liflerin en önemli özelliği gerilme ve çekilmelere karşı dayanıklı olmasıdır. Bu özelliği sayesinde tendon, ligament, kemik ve deri gibi noktalarda çok fazla oranda bulunurlar.

Retiküler lifler çok ince yapıda olup yağ hücreleri ve düz kas hücrelerinin etrafını sararlar.

Elastik lifler ise isminden de anlaşılacağı üzere oldukça esnektir. Uzayıp kısalabilme, esneyebilme özelliğine sahip olan bu iplikler boylarının iki katı esneyebilirler. Elastik lifleri oluşturan temel protein çeşidi elastin olup bu iplikler kollejen liflere göre incedir. Akciğer, mide, atar ve toplardamarların duvarları, ligamentler, ses telleri ve idrar kesesi elastik liflerce zengindir.

bagdoku9

Joomla templates by a4joomla