Özelliklerin bir kuşaktan sonraki kuşağa aktarımına kalıtım, kalıtımın hangi esaslar dâhilinde gerçekleştiğini inceleyen bilim dalına ise genetik denir.
Kalıtımın mekanizmalarının açıklanmasına ilişkin ilk çalışmalar 1857 yılında Gregor MENDEL tarafından başlatılmıştır.
Mendel, 1843’te manastırda aldığı 3 yıllık teolojik eğitimin ardından bir okula geçici öğretmen olarak atanmış ancak sınavlarda başarılı olamamıştır.
1851 – 1853 yıllarında Viyana Üniversitesi’nde eğitim almış ve genetikle ilgili çalışmalarına görev yaptığı manastırın bahçesinde yetiştirdiği bezelye bitkileri üzerinde başlamıştır.
Bezelye bitkileri üzerinde yaptığı çalışmalardan elde ettiği sonuçları 1866 yılında ‘’ Bitki Melezleri ile Çalışmalar ’’ adı altında yayınlamış, ancak o zaman diliminde genetik alanında yeterli bilgiye sahip olmayan bilim dünyasında bu çalışmalar dikkat çekmemiştir.
Sonraki yıllarda yapılan çalışmalar Mendel’in aktardığı bilgileri destekler nitelikte olunca ortaya konan bilimsel yargılara Mendel Kanunları adı verilmiştir.
Mendel genetiğini kavrayabilmek için, öncelikli olarak kalıtımla ilgili bazı kavramların bilinmesi gereklidir.
Homolog Kromozom
Biri anadan diğeri babadan gelen ve aynı kalıtsal karakterlere etki eden genleri taşıyan kromozom çiftlerine homolog kromozom denir.
Lokus
Kromozomlar üzerinde genlerin yerleşim bölgelerine lokus denir. Aynı karakteri belirleyen genler homolog kromozomların karşılıklı lokuslarında yer alır.
Karakter
Bireyler arasında çeşitlilik göstereni bir nesilden diğer nesle aktarılabilen özelliklere karakter denir.
Bezelye bitkisindeki çiçek rengi veya tohum rengi birer kalıtsal karakteri ifade eder.
Bazı kalıtsal karakterler sadece genlerin kontrolünde belirlenirken, bazılarının şekillenmesi genetik yapı ve çevresel faktörlerin etkisiyle gerçekleşir.
Örneğin, insanda kan grubunun belirlenmesi sadece sahip olunan genlere bağlı iken, boy uzunluğunun belirlenmesinde beslenme gibi faktörler de devreye girer.
Gen
DNA molekülü üzerinde belli bir proteinin sentezi için şifre veren ortalama 1500 nükleotid uzunluğundaki parçalara gen denir.
Genler, kalıtsal karakterlerin dölden döle aktarılmasını sağlayan birimlerdir.
Bezelyede çiçek rengi veya tohum rengini belirleyen gen gibi.
Alel
Aynı karaktere etki eden gen alternatiflerinden hepsine alel denir.
Aleller aynı özellik üzerine söz söylerler. Ancak aynı özelliğin farklı şekillerde belirlenmesini sağlayabilirler.
Örneğin bezelye bitkisinde çiçeklerin mor ya da beyaz olmasını sağlayan genler birbirinin alelidir. Çünkü her iki gen de çiçek rengi üzerine etki etmektedir.
Aleller aralarında baskınlık çekiniklik söz konusu olduğunda aynı harfin büyük ve küçüğüyle sembolize edilirler.
Genotip
Canlının sahip olduğu genetik yapı kısaca genotip olarak adlandırılır.
Birey bir özellik için aynı alelleri taşıyorsa o özellik yönünden homozigot genotipe ( aa, AA gibi ) sahipken, farklı aleller taşıyorsa ( Aa ) o özellik bakımından heterozigot genotipe sahip olarak değerlendirilir.
Fenotip
Genotip ve çevresel faktörlerin etkisiyle canlıda beliren dış görünüş fenotip olarak adlandırılır.
Dominant ( baskın ) gen
Homozigot ve heterozigot durumların her ikisinde de etkisini fenotipte gösteren genlere baskın ya da diğer adıyla dominant gen denir.
Baskın genler büyük harf ile gösterilir.
Resesif ( çekinik ) gen
Etkisini ancak homozigot halde fenotipte gösterebilen genlerdir. Çekinik genler küçük harfle gösterilir.
Aleller arasında baskınlık çekiniklik ilişkisi olduğunda fenotip her zaman genotipi kesin olarak bilmemizi sağlayamaz.
PDF DOSYASI İÇİN