Biyoteknoloji, genetik mühendisleri tarafından oluşturulmuş bilgileri kullanarak canlıdan canlıya gen transferi yapmakta, ekonomik açıdan değerli ürüne sahip bu genlerin çoğaltılmasını sağlamakta ve ilgili ürünü bol ve ekonomik yoldan oluşturmayı amaçlamaktadır.
Tıp ve eczacılıkta yapılan uygulamalar
Rekombinant DNA teknolojisi, tıp ve eczacılık alanlarında önemli bir çok ürünün kolayca üretilmesini sağlamaktadır. Bu amaçla, insan insülini, büyüme hormonu, çeşitli hastalıkların tedavisi için kullanılacak antibiyotik ve interferonlar gen aktarımı sağlanmış bakterilere ürettirilmektedir.
Tarım alanında yapılan uygulamalar
Rekombinant DNA tekonolojisinin tarım alanlarında kullanılma amaçlarından en önemlisi, tarım zararlılarına karşı savaştır. Tarım zararlılarına karşı verilen savaşta uygulanan geleneksel yöntem zirai ilaçların kullanılmasıdır. Zirai ilaç kullanımı hem doğayı kirletmekte, hem besin zinciri yoluyla insan vücuduna alınmakta hem de korumaya çalıştığımız bitkide de ölüme yol açarak verimliliği düşürmektedir.
Bu anlamda rekombinant DNA teknolojisi yoluyla böcekleri öldürücü etki gösteren bir zehirin sentezinden sorumlu gen bölgesi bitkilere aktarılmak suretiyle zirai ilaç kullanmadan bitkinin kendisini zararlı böcek türlerine karşı koruması sağlanabilmektedir.
Rekombinant DNA teknolojisi kullanılarak üretilmiş ürünlerden en önemlilerinden bir tanesi de beta karoten ( bitkisel A vitamini ) üretiminden sorumlu gen bölgelerinin Nergis bitkisi ve bakterilerden izole edilerek pirinç bitkisine aktarılmasıyla oluşturulan altın pirinçtir.
Altın pirinç, normalde A vitamini sentezleme yeteneği olmayan pirinç bitkisine bu yeteneğin kazandırılmasıyla besin kaynaklarının önemli bir kısmı pirinç olan insan topluluklarındaki A vitamini yetersizliğinin ortadan kaldırılması için bir umut ışığı doğurmuştur.
Hayvanlar üzerinde yapılan uygulamalar
Biyoteknoloji, çiftlik hayvanlarının tedavisinde kullanılan aşı ve büyüme hormonlarının üretiminde rutin olarak kullanılmaktadır. Bunun yanı sıra farklı türler arasında gen aktarımı yapılarak et ve süt verimi yüksek canlılar elde edilebilmektedir.
İnsanlarda yapılan uygulamalar
Kalıtsal hastalıkların kökenlerinin anlaşılabilmesi ve tedavisi ancak normal insan genomunun baz dizilişinin bilinmesiyle mümkün olabilir. İnsanın gen haritasının çıkarılması yönünde ilk çalışma 1990 yılında başlatılmış ve 2003 yılında tamamlanan bu proje ile yaklaşık 3 trilyon baz uzunluğunda olan haploid insan DNA’sının nükleotid sırası açıklanmıştır.
Bu projeden beklenen temel fayda nükleotid dizilim anormalliklerinin tespiti, birçok hastalığın teşhis ve tedavisinde kolaylık sağlamaktır.
1990 yılında Dr. French ANDERSON ve ekibi adenozin deaminaz enzimi eksikliği görülen iki hasta çocuğa ilgili enzimin sentezinden sorumlu geni virüsler kanalı ile aktararak bağışıklık sistemi üzerinde olumsuzluklara sebep olan hastalığı tedavi etmişlerdir. Ashanti De Silva isimli çocuk literatüre gen terapisi yoluyla tedavi edilen ilk insan olarak geçmiştir.
PDF DOSYASI İÇİN